Genevieve Simperingham tarafından yazılmıştır ve ilk olarak The Natural Parent Magazine'de yayınlanmıştır.
Dürtü kontrolü ve duygusal öz düzenleme becerilerini geliştirmek çocuklar için büyük bir iştir ve birkaç yıl sürer. Küçük çocukların zaman zaman anti-sosyal, asi, meydan okuyan ve sözlü veya fiziksel olarak saldırgan olması yaklaşık altı yaşına kadar normaldir. Özellikle yeni bir kardeş, taşınma, bakıcı değişikliği, ebeveynler arasında artan çatışma veya okula başlama gibi değişikliklerle ilgili ekstra stres zamanlarında saldırganlıkta bir artış bekleyebilirsiniz. Ancak bu devam eden bir sorun haline geldiğinde, davranışlarını yönlendiren zor duygulara ve karşılanmamış ihtiyaçlara daha derinlemesine bakmak gerekli ve önemlidir.
Çocukların, sağlıklı ya da sağlıksız tüm davranışlarını kabul etmemize ihtiyaçları yoktur. Bizi çileden çıkarmaya veya alt etmeye gereksinim duymazlar (hatta bu her yaştaki çocuk için korkutucudur). Onları üzmemek veya tetiklememek adına hesaplı davranışlarda bulunmamıza da ihtiyaçları yoktur. Onların, ailedeki herkesi güvende tutmaya yardımcı olan sınırlara ihtiyaçları vardır. Ayrıca, ister mutlu, ister üzgün veya kızgın olsunlar, iyi ve kötü tüm duygularını kabul etmemize ve önemsememize ihtiyaç duyarlar. Bu onların kendilerini güvende hissetmelerini, hayatın getirdiği zor duyguların üstesinden gelmelerini sağlayan şeydir. Onların, diğer insanların da duygularını önemsemelerini sağlayan şey budur.
Agresif davranma dürtüsünün azalması için çocuklara yardım etmemiz gerekir. Çocuklar duyguları onlara ağır geldiğinde öfkeyle hareket ederler. İfade edilememiş korku, güvensizlik ve hüsran, bir çocuğun yıkıcı veya saldırgan olma dürtüsünü harekete geçirir. Çocuklar şiddete başvurmayı bile isteye tercih etmezler, bu onlar için korkutucudur; ancak bizim yardımımız olmadan öz-düzenleme (self-regulation) yapmakta çok zorlanırlar. Bazen bu, fiziksel müdahale anlamına da gelse, saldırgan anlarında olabildiğince sakin bir özgüven ve empatiyle karşılık vermeliyiz.
Çocuğa, ilgilenildiklerini gösterecek şekilde müdahale eden ebeveynlerin çocukları güven hisseder. Hayal kırıklıklarının ve mücadelelerinin empati ile karşılanacağına güvenen çocuk, zamanla saldırmak yerine ebeveyn desteğini aramaya başlar.
Baş edemediği duygularını başkalarına vurarak ifade eden çocuğa sakin bir zamanda şu şekilde yaklaşabilirsiniz: "Kızgınken canın yanıyormuş gibi hissetmen normal. Vurmanın doğru olmadığını senin de bildiğini biliyorum. Gerçekten sinirlendiğinde sana yardım etmek istiyorum.” İncitme dürtülerinden kurtulmalarına yardımcı olacak şey, onlar için ne kadar zor olduğuna dair anlayışımızdır. Vurmanın uygun olmadığını zaten biliyorlar. Vurmayı veya eyleme geçmeyi bırakmalarına yardımcı olan bilgi bu değil. Ama neden vurmak istediklerini anladığımızı göstermek, onların bilincine gerçekten ulaşır. Bu onları ezen utanç, yalnızlık ve reddedilme korkusu duygularını hafifletir.
Çocuklarına vurma, sözlü olarak saldırma veya pasif agresif davranış sergileme eğilimi olan birçok ebeveyn, kızgın çocuklarıyla başa çıkamadıklarında çocuklarına vurmanın ya da sözlü olarak saldırmanın içlerinde yükselen öfke dalgalarından biraz olsun kurtardığını söylerler. Bunu yaptıkları için kendilerini kötü hissetseler de, bu kısa vadeli çözüm onların derin bunalımını hafifletir. Yaptıklarının yanlış olduğunun her zaman farkındadırlar. Fakat burada esas fark edilmesi gereken bu ebeveynlerin de çocukken kendi bakım verenleri tarafından agresif muameleye maruz kalıp, yoğun duygularla başa çıkmanın yöntemlerini öğrenememiş olmalarıdır. Hem yetişkinlerin hem çocukların sağlıklı davranış alışkanlıkları geliştirmeleri için ihtiyaç duydukları destek, empati ve anlayıştır.
”Çocuklar anlaşıldıklarını hissettiklerinde yalnızlıkları ve incinmeleri azalır. Çocuklar anlaşıldığında anne babalarına olan sevgileri derinleşir. Bir ebeveynin sempatisi, incinmiş duygular için duygusal ilk yardım görevi görür. Bir çocuğun içinde bulunduğu kötü durumu içtenlikle kabul ettiğimizde ve hayal kırıklığını dile getirdiğimizde, genellikle gerçekle yüzleşmek için gereken gücü toplar.” ~ Haim Ginott, “Ebeveyn ve Çocuk Arasında” kitabının yazarı.
Çocuğunuzun elinden gelenin en iyisini yaptığına güvenin. Durumu tıbbi problemleri ve özel ihtiyaçları göz ardı ederek ele alırsak, anti-sosyal davranışın, çocuğun kontrol altına alamadığı, muhtemelen tanımlayamadığı ve açıkça sağlıklı bir şekilde ifade edemediği bazı rahatsız edici duygular olduğundan oldukça emin olabilirsiniz. Dünyanın en iyi ebeveynliğine rağmen, çocuklar zaman zaman bunalır ve korkarlar ve bazen bu korkular içlerine yerleşir. Çocuğunuzun davranışlarının en kötü olduğu anlar aynı zamanda en savunmasız oldukları ve acı verici duygularının yüzeye en yakın olduğu anlardır.
Bir çocuk birikmiş çözülmemiş duygular taşıdığında, strese karşı düşük bir toleransa sahip olur ve hatta küçük istekler, zorluklar veya engeller onlara bunaltıcı gelebilir. Mutlu bir şekilde oynarken aniden küçük bir hayal kırıklığı büyük bir tepkiye yol açar. Belirli bir saldırganlık eyleminin altında yatan duygular geçmiş deneyimlerden kaynaklanabilir ve tepkiyi tetikleyen mevcut durumla tamamen ilgisiz olabilir. Ebeveynler için ne kadar zor olsa da, çocuğun iç çatışmasının ele alınması gereken gösterge tam da bu aşırı tepki verme eğilimidir. Nihayetinde, onlar daha önce birikmiş olan tüm büyük duyguları üzerlerinden atmaya çalışırken sizin sabırlı kalmaya gerçekten istekli olduğunuzu görmeleri gerekiyor.
Çocukta saldırganlık, yetişkinlerde genellikle en az ilgi ve empati uyandıran davranıştır, ancak ne yazık ki bizim hassasiyetimize en çok ihtiyaç duydukları zamandır. Çok dengesiz davranışlara, fiziksel hastalığa verdiğimiz tepkilerin bazılarıyla aynı niteliklerle yanıt verebilseydik, ailelerdeki duygusal istikrarsızlığın çok daha az sorun olduğu bir toplumda yaşardık.
Bir sonraki saldırganlık veya yıkım eyleminden korkmak yerine, çocuğunuzu kurtarmaya yardımcı olmaya hazır olun. Bu sizin tavrınızda 180 derecelik bir dönüş anlamına gelebilir, ancak bu çocuğunuzu yapayalnızmış gibi hissetmekten, sizi de güçsüz hissetmekten kurtarır.
Çocuğunuzun bir sonraki saldırganlık anında, odanın diğer ucundan sözlü talimatlar vermek yerine, ondan durmasını veya yapmamasını istediğinizde duramayacağının bilinci ve kabulüyle olabildiğince hızlı bir şekilde duruma el atın. Saldırgan bir çocuk kontrol edemediği, yükselen yoğun duygular dalgasının pençesine düşer. Onun seviyesine inin, sınırlarınızı olabildiğince nazikçe ifade ederek sözlü veya fiziksel olarak saldırmayı bırakmasına yardımcı olun, bu sırada ellerinizi sıcak ve sevecen bir şekilde vücuduna koyun ve gerçekten bağlantı kurun, öfkesini ve korkusunu dağıtmayı amaçlayın. Onu olabildiğince nazikçe tutmanız ve "Hiçbir şeyi kırmana izin vermeyeceğim" veya "Küçük kardeşini incitmene izin veremem" demeniz gerekebilir. Bu tür bir ifade, "Aklından bile geçirme", "Bunu yapmayı hemen şimdi bırak" gibi sözlerden çok daha az tehdit edicidir.
Çocuğunuza hayal kırıklıklarını vücudundan atmasına yardım etmek istediğinizi söyleyebilirsiniz. Küçük çocuklarla "vücutlarındaki" duygular hakkında konuşmak, onların bu duyguları tanımlamalarına ve adlandırmalarına yardımcı olur. Gönlünce ağlamasına izin vermenin yanı sıra, ona eski bir dergiyi yırtması, ayaklarını yere vurması veya çığlık atması gibi bir alternatif sunabilirsiniz. Çocuklarımız sınırlarımızı ve rehberliğimizi sevgi dolu liderlik, ilgi ve destek olarak yorumladıklarında, sınırları ve olumlu beklentileri özümsemeleri ve sakinleşmeleri, mantığa dönmeleri ve isteyerek işbirliği yapmaları çok daha kolay olur.
Stresli çocuğun üzerindeki baskıyı azaltmak için yapabileceğiniz çok şey var:
· Duygusal fırtınalar sırasında güçlü ve sabit kalmanızı sağlayan öz düzenleme, farkındalık ve öz bakım becerileri geliştirin, dolayısıyla aynı şekilde model olun.
· Emniyet ve güvenlik duygularını derinleştirmek ve kopukluk korkularını hafifletmek için bağlantı, sıcaklık ve mizah anlarını artırın.
· Sınırların getirdiği stresle başa çıkmalarına yardımcı olmak için güvenceler, seçenekler, önceden uyarılar ve açıklamalar verin.
· Onları konuşmaya, paylaşmaya, içini dökmeye ve ağlamaya davet edecek şekilde dinleyin; onlara değer verdiğinizi göstermek, onları ağırlaştıran üzüntüleri hafifletir. Saldırganlık, gerilimleri boşaltmak ve duyulduğunu hissetmek için yapılan bir haykırıştır.
· Çocuğunuz soğukkanlılığını kaybettiğinde soğukkanlılığınızı kaybetmemeye söz verin. Biz onu eleştirirken bir çocuğun sakinleşmesini beklemek, onu dizginlerken oyun oynaması için dışarı göndermeye benzer.
“Kızım beş yaşındayken bir gün yemek masasına geldi ve yemeğini çok sevmesine rağmen tabağa tüm gücüyle vurdu ve tabağı uçurdu. Tabak yere düştü, yiyecekler her yere dağıldı ve kızım öfkeyle kendini yere attı. Şok olmuştum ve buna neyin sebep olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama hareketleri onun çok sıkıntılı olduğunun açık bir kanıtıydı. Kollarımı uzatarak, sıkıntısına duyduğum sempatiyi ifade ederek ona doğru ilerledim. Başlangıçta bana "HAYIR!" dedi. "Sorun değil, seninle ilgilenmek için buradayım. Şu anda her şey senin için çok zor, değil mi?". Biraz daha hiddetlendi, ama sonra kollarıma atladı ve ağlamaya başladı. Gerginliğinin çözüldüğünü hissedebiliyordum.”
Sakinleştiklerinde neyi farklı yapabilecekleri hakkında çocukla konuşulabilir. Çocuk hala sıkıntılıyken yerleri temizlemek hakkında konuşmaya başlamak erkendir ve ebeveynin çocuğun durumundan çok yerlerin durumuyla ilgilendiğini gösterir. Tabak yere yanlışlıkla düşerse, “Hay aksi, yerler çok kirlendi, hadi şimdi temizleyelim” demek çok uygun. Ancak aynı sorun üzücü duyguların sonucuysa en iyisi, eğer mümkünse, bu duyguları önemsemeye öncelik vermektir.
Öfkesini kontrol edemeyen bir çocuğun ihtiyaç duyacağı en son şey utandırılmak, hor görülmek veya reddedilmektir. Bunlar, zaten en başta öfkelenmesine sebep olan duygulardır. Bazı klasik ifadeler, çocuğun kendisi ve dünyası hakkındaki olumsuz duygularını daha da yoğunlaştırır: “Kendinden utanmalısın”, “Beni çok hayal kırıklığına uğrattın.”, “Böyle davranamayacağını bilmeliydin.”, “Dünya senin etrafında dönmüyor biliyorsun”, “Kardeşini ağlattığın için şimdi mutlu musun?” , “Neden ağabeyin/ablan gibi davranamıyorsun?”, “Odana git ve bu ailenin bir parçası olmaya hazır olduğunda geri gel”.
Agresif davranan çocukların ailenin sevgi, aidiyet ve güvenlik çemberine geri kazandırılması gerekir, onlara kalpten ulaşılmasına ihtiyaçları vardır ve tüm çocuklar ne olursa olsun bunu hak ederler.